Yaşar Akgül’ün ‘Yangında İlk Kurtarılacak Şiirler’i: 4 | Ali Celep

ALİ CELEP

YAŞAR AKGÜL’ÜN ‘YANGINDA İLK KURTARILACAK ŞİİRLER’İ

(Bir Eleştirel Yaklaşım)

4.

Hareketli bir şiiri var Yaşar Akgül’ün. Hareketli yapısı, daha çok konuşma dilinin canlılığından geliyor. Konuşur gibi yazıyor diyeceğim. Böyle olunca sayfa üzerinde kalmayan bir performans ortaya çıkıyor. Onun şiir yazma stratejisinde estetikten ödün vermeden pragmatik bir hedefi gözeten bir anlayış var görünüyor. Birçok şiirinde dolaşımda olan dil, belli ve kasıtlı etkileri organize etmekle birlikte bilhassa modern dünyanın insan fıtratıyla uyumsuz olduğu noktada Müslüman duyarlılığı estetik planda yeniden örgütlemenin aracına dönüşmüş gibidir. Sözgelimi onun herhangi bir şiirinde zaman, ölüm, günah, şükür, akıl, veli, ashab-ı kiram, cennet, kabristan vs. gibi dini literatürü tahkim eden kavramların varlığı estetik alılmamayı törpüleyici bir işlev yüklenmeden verilir. Yine de kavramlarla yazmanın risklerini hatırlatalım. Yaşar Akgül bu riskleri bazen muzipçe buluşlarla bazen de çocuksu gerçeküstü motiflerle aşmaya çalışıyor. 

‘ey cennetten çalıp çırpan manavlar’  ‘yok bir tarikin şeyhi’   ‘o korkular günahları gürültüsü’

‘kabristanda ev yapalım / orda yaşayıp meşhur olalım’  ‘tam kitabeleri okuyacakken belirdi etiketler’ ‘kuşları kanatlarından tutup kıbleye çevirdim’ ‘birden ne göreyim ölümü görmüyorlar’ ‘öbür dünya hırsızı’ ‘ölürsem sevgilerimi yayınla’

Onun buluşçu yanı şiirlerinin başlıklarında da kendini gösteriyor. Buluşçuluk salt retorik etkiyle sınırlı olduğu kertede kısa süreli cazip sonuçlar doğurabilir. İlk bakışta şiiri okumaya teşvik edici yönünü de düşünebiliriz. Mizaç halini aldığında ise şairi tekrara düşürebilir. Daha esaslı ve sahici bir anlam yüklenmeye matuf olduğunda şiirin özüne bile dönüşebilir. Bana öyle görünüyor ki Yaşar Akgül bu tip buluşçu hamleleri konuşma diliyle şiir yazmanın ayırıcı vasıflarını belirginleştirmek üzere yapmaktadır. Ayrıca onun bu tavrı şiirine gerçeküstü /  masalsı bir hava kazandırıyor. O bu havada modern bir derviş edasıyla konuşmaktadır.

‘isyan efendi’ ‘hayatımın herhangi bir yerinden başlamak’ ‘ortopedik şarkılar’ ‘mürteci kuşlar’ ‘bela arayan bir şairin notları’ ‘ey benim akılsız kalbim’ ‘muhtasar cumhuriyet tarihine şiirsel bir giriş denemesi’ ‘cami avlusuna bırakılmış şiirler’

Eğer şiir öyle ya da böyle kelimelerle bize bir şey yapan bir estetik oluşumu işaret ediyorsa Yaşar Akgül’ün bu manada makul bir performans verdiği söylenebilir.

‘tanıyıp tanımadıklarım

akşam olanlar sabah olanlar

altın bulup paraya çevirenler

aşkını yaraya çevirenler

saçlarım dökülünce takvim yaprakları gibi’

‘atlarla gittim ona

Kuşlarla geri döndüm’

Başa dön tuşu
casino registration bonus