Özgür Özel Erdoğan’ı Hitler ve Esad’a benzetti: Sen bir diktatörsün

Özel, Silivri’nin muhalifler için “toplama kampına” dönüştüğünü belirtirken, “Hitler’in Stadelheim Hapishanesi neyse, Esad’ın Sednaya’sı neyse, Erdoğan’ın Silivri’si de odur, muhalifler için toplama kampıdır! O hapishaneleri rakiplerin atıldığı kuyular olarak görenler bilsin ki biz o kuyulardan Yusuf’lar gibi çıkacağız” dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve cumhurbaşkanı adayları Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından başlattığı “Millet İradesine Sahip Çıkıyor” mitinglerinin altıncısını 19 Mayıs’ta İzmir’de yaptı.

Yüz binlerce kişinin katılımıyla Gündoğdu Meydanı’nda gerçekleşen mitingde, CHP lideri Özgür Özel konuşma yaptı.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, DEVA Partisi’nden istifa eden İzmir Milletvekili Seda Kaya Ösen’e rozet taktı. 2023 Genel Seçimlerinde DEVA Partisi kontenjanından CHP listelerinden milletvekili seçilen Ösen, 22 Nisan’da DEVA Partisi’nden istifa etmişti. Yüzbinlerce kişinin katıldığı mitingde “Sizlere sürprizimiz 13. Milletvekilimiz Seda Kaya Ösen” diye anons edildi.

Özgür Özel’in açıklamasından satır başları şu şekilde:

“Ey Erdoğan Gündoğdu Meydanı’nı görüyor musun? Biz korkuyu evde bıraktık”
“Canım İzmir, hep sevdiğim, ilk kurşunu da son kurşunu da atan canım İzmir. Denizin mavi yüreklerin kırmızı-beyaz olduğu İzmir. Merhaba İzmir, merhaba… Bugün çocuk yaşta geldiğim büyüdüğüm, okuduğum kentteyiz. Bugün bu meydanda milyonlar bir aradayız. Bugün 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı. 106 yıl önce bugün Anadolu’nun en karanlık günlerinde Mustafa Kemal bu milletin İstiklal Mücadelesini Samsun’dan başlattı. Biz de 19 Mart dabesiyle mücadelemizi Samsun’dan başlatmıştık. O gün de küresel güçlerin himayesinde bir sakınca görmüyorlardı bugün de öyle. Mustafa Kemal o gün İngiliz esiri saraya nasıl savaş açtıysa biz de bugün emperyalizme memur olmuş azınlık hükümetine karşı demokrasi bayrağını Gündoğdu’dan açıyoruz.

Cumhuriyet Halk Partisi, Sevri’i yırtanların, Lozan’ı yapanların yedi düvele bu ülkenin tapu senedini kabul ettirenlerin partisidir. Lozan bu milletin hiçbir güce boyun eğmeyeceğinin belgesidir. Milli Mücadelede, Türklerin, Kürtlerin, Alevilerin yani bu ülkenin tüm renkleri vardı. Bugün de Türkiye’nin tüm demokratlarıyla bir aradayız.

Ekrem İmamoğlu’nun da Selahattin Demirtaş’ın da Ümit Özdağ’ın da hakkını savunabilme, hepsine birden özgürlük isteme cesareti demokratların yapabileceği bir cesarettir. Hepe birlikte yükselen bir ses varsa otokratlar korkar, diktatörler korkar. Burada olanlara selam olsun, sosyal demokratlar, liberal demokratlar, muhafazakar demokratlar, Kürt demokratlara selam olsun, helal olsun.

Bu ülkeyi sandık olmadan yönetmek isteyenlere karşı demokrasiyi kurup sandıkta yarışmak için bir aradayız. 19 Mayıs’ta başlayan mücadele bir halk hareketidir. 19 Mart darbesine karşı direniş de bir halk hareketidir. Bu topraklar celladına dua eden kulların değil, zalime diz çökmeyen özgür bir milletin topraklarıdır. Ey Erdoğan Gündoğdu Meydanı’nı görüyor musun? Biz korkuyu evde bıraktık. Çünkü bu Cumhuriyet’i kormayanlar kurdu, onlar koruyor.

“Kale siyaseti bitmiştir, kutuplaşma siyaseti bitmiştir”
Birileri nasıl söylerse söylesin, İzmir CHP’nin değil Cumhuriyetin ta kendisinin kalesidir. Şehirleri birilerinin kalesi olarak görenlere, kale siyaseti, kavgadan medet umma siyaseti bitmiştir. Kaleler bitmiştir, kaleler milletindir. Cumhuriyetindir. Tüm kalelerimiz bu milletin istikbaline feda olsun. Artık arkasında bu milletin desteği olmayan bir iktidar var. Artık devletin de milletin de itimat etmediği bir iktidarla karşı karşı karşıyayız. Artık sıcak salonlardan çıkamayan, yaşlanmış, yorgun bir iktidar var. Milletin gözünden düşmüş. Artık 2. parti olmuş, 5. partiyle kol kola girmiş bir iktidar var. Milletin rızasını alamayanlar ülkeyi vesayetle yönetmeye çalışıyorlar.

İstanbul işgal edilediğinde ilk eylemler Dârülfünûn’da İstanbul Üniversitesinin öğrencileriyle başladı. Meşrutiyet’i ilan edenler Jön Türklerdi. Kurtuluş Savaşını veren 38 yaşında Samsun’a çıkan boynunda idam fermanıyla yola çıkanlardı. Emperyalizme karşı duran gencecik Denizler ve arkadaşlarıydı. O mücadele halen devam ediyor. Bugün CHP vatan ve millet mücadelesini devam ettiren gençlerin partisidir. Nasıl ki 106 yıl önce başlayan mücadelenin meşalesini CHP taşıdıysa, bugün de taşıyor. Bugün Berkay’ların, Esila’ların, Muhammed’lerin, elinde Namık Kemal’lerin, Deniz Gezmiş’lerin, Hasan Tahsin’lerin, Ali İsmail Korkmaz’ların hürriyet meşalesi vardır. O gün Hasan Tahsin’ler o hürriyet meşalesini taşımasalardı bugün Cumhuriyet yoktu. yine bugün o gençler Daraçhane’de hürriyet meşalesini almasalardı İBB’nin başında kayyum vardı. Atatürk’ün partisinin başında kayyum vardı.

“Yasaksız ve vizesiz Türkiye’yi iktidarımızda hayata geçireceğiz”
Bugün yapılan konuşamlarda gençlerin geleceğimiz olduğu söylenir, eksik gençler aynı zamanda bugünümüzdür. Geçmişte cürret etmeseler, 15 Mayıs günü İzmir işgal edildiğinde ilk kurşunu sıkmasalardı esaret altındaydık. 19 Mart darbesine karşı 23 Mart günü büyük devrimi yapmak üzere 15 buçuk milyon insanın oy kullanmaya gitmesi, 19 Mart gecesi, her yaştan gençlerin ama en başta üniversiteli gençlerinin önünde saygıyla eğiliyorum. 

Gençler bugün ağır sorunlarla boğuşmaktadır. Barınma meselesi, eğitim sorundur. Hayat pahalılığı sorundur. İfade özgürlüğü sorundur. Bugün 10 gencimizden 7’sinin yurt dışında hayat kurmak istemesi sorundur. Dünyanın gelişmiş ülkelerinin bu ülkede hesap yapması bekaa sorunu değildir. Onu bir kez denediler sonunu gördüler. Ama gençlerimizin fırsatını bulursam dönmem demesi bekaa sorundur. Gençlerimize bu güzel memlkette hayal kurdurmak zorundayız. Bugün ne eğitimde ne istihdamda görünen gençlerin oranı yüzde 25. Onuncu Yıl Marşı’mızda on yılda 15 milyon genç yaratmakla övünüyorlardı. Bu iktidar 3 buçuk milyon genci eve kapattı. İkitdar olduğumuzda gençlerle birlikte yöeneteciğiz. YÖK’ü kapatacağız. Liseyi bitiren herkes çok iyi İngilizce bilecek. Kayımacılığı bitireceğiz, kamuda mülakatı kaldıracağız. Bursları artıracağız. Gençlerin hepsine Avrupa standarlarında internet teknolojilerine ulaşma sözü vereceğiz. Vize sorununu kaldıracağız. Yasaksız ve vizesiz Türkiye’yi iktidarımızın ilk yıllarında hayata geçireceğiz. Bugün 19 Mayıs. Bir başka tekerrürle 19 Mart darbesinin 60. günü.

19 Mart Erdoğan’ın seçimi kaybettiğinin itirafıdır. Biz bu ülkeyi senden daha iyi yönetiriz diyen rakibiyle baş etmeyince onu hapse atmıştır. Demokrasiyi tramvay olarak görenler, yenilgiyi ilk kez tattıklarında inmeyi tercih etmişlerdir. İki tür darbe var. sivil ve askeri. Türkiye’de yaşanan darbenin merkezi Beştepe’dir, silahı yargıdır. Darbeciler bu sefer cübbeyle gelmiştir. İmamoğlu’nun diplomasını iptal ettiler, tutukladılar. Ama 60 gündür hiçbir şeyi ispat edemediler. Ergenekon ve Balyoz kumpaslarında olduğu gibi bu millete yine kumpas kurdular. Erdoğan kurmaca videolarla milleti kandırmaya çalışıyor ya biz onun gibi yapmayalım.

Biz doğruları izletelim, bu Erdoğan’a inancak bir taraf var mıymış yok muymuş? 19 Mart darbesinden 60 gün sonra 1 aya kalmaz ortalığa belgeler dökülünce birbirlerinin yüzüne bakamayacaklar diyen Erdoğan’a sesleniyorum. Burada 2 milyonun üzerinde İzmirlinin gözünün içine baka baka söylüyorum, Ekrem Başkan suçsuzdur. Kaybedeceğin için yarışmaktan korkuyorsun. Ey Erdoğan ahtapot diyorsun suç örgütü diyorsun, kul hakkına girmekten çekinmiyorsun.

O zaman sana meydan okuyorum gel bu yargılamayı TRT’den canlı yayınlayalım. Kim masum bu aziz millet görsün. TRT bu meydanı görmez, TRT bu meydandan vergiyi toplar, bu meydanı görmez. Burada TRT’nin emekçilerini selamlıyorum ama TRT’yi Erdoğan’a kul eden yöneticilere söylüyorum gün gelecek devran dönecek, bunu yapanlar millete hesap verecek. 

“Hitler’in Stadelheim Hapishanesi neyse Erdoğan’ın da Silivri’si odur”
Erdoğan bir savcıya çok güveniyordu ama boşa düştü. Dosya bomboş, kanıt yok. Oysa biz birbirimizi biliyoruz, birbirimize güveniyoruz. Bak Erdoğan, bu meydanda milyonlar kefalet koyuyor. Oysa güvenebileceğin bırak iki milyon kişi, güvenebileceğin iki kişi kalmadığını, herkesin senden sonrasını konuştuğunu, AK Parti’de artık hesapların başka türlü yapıldığını, iktidarın dümeninin başkalarına kaptırıldığını biliyoruz. Buradan sana sesleniyorum, darbeden dön, demokrasiye dön, çok güveniyorsan yargılamaları TRT’den yap. Doğruları gör ve artık köşene çekil. İktidar değişiyor, artık kumpasçılar, onlara sahip çıkanlar gidiyor.

Vatanın çalışkan, dürüst, namuslu evlatları iktidara doğru yürüyor. Bugün Ergenekon, Balyoz kumpasları gibi kumpas davalar var. Yargı maalesef yine talimatlıdır, kararlar yine siparişlidir, kanıtlar yine gizlidir, yöntem yine kirlidir, dosyalar yine boştur, iftiralar yine zehirlidir. İktidar bugün Silivri’yi ve diğer hapishaneleri muhaliflerin hapsedildiği toplama kamplarına dönüştürmüştür. Hitler’in Stadelheim Hapishanesi, Esad’ın Sedneyası neyse Erdoğan’ın da Silivri’si odur, muhalifler için birer toplama kampıdır. o hapishaneleri rakiplerin atıldığı bir kuyu olarak görenler bilsin ki biz o kuyulardan Yusuflar gibi çıkacağız. İktidarını hapishane duvarlarıyla ayakta tutmak isteyenler bilsin ki biz o duvarları demir dağı nasıl erittiysek öyle eritip çıkacağız. Milletin iradesini parmaklıklar ardına hapsetmek isteyenler bilsin ki biz milletin iradesini Gazi Mustafa Kemal Atatürk vatanı nasıl savunduysa öyle savunacağız.

“Sen küresel bir lider değil, yerel bir diktatörsün; otokratsın”
19 Mart darbesiyle bu milletin ekonomisine neler yaptılar. Dün akşam yeni doğan, ölüm döşeğindeki hastanın cebinden 27’şer bini çaldılar. O parayla bütün emeklilerimize en düşük emekli maaşını 30 bin  yapabilirdik. Ekrem Başkan korkusuna yaktıkları rezervle 1 milyon öğretmeni atardık. Sosyal yardıma ihtiyacı olan 5 milyon haneye ayda 40 bin lira destek verebilirdik. Biz herkes için eşit yurttaşlığı kimsenin ötekileştirilmemesini savunmuş, koşulsuz demokrasiyi savunmuşuzdur.

Erdoğan’dan bir dünya lideri, küresel lider çıkarmak mümkün değildir. Zaten yerelde demokrat değilsen küresel bir lider olamazsın ve buradan gözünün içine baka baka söylüyorum. Sen küresel bir lider değil, yerel bir diktatörsün; otokratsın. Tek adamsın. Yerel diktatörler, bu milletten korksun. Rakibini hapse atan korkaklar bu milletten korksun ve emin olun ki yenileceksiniz. Tarihte nice kaleler, bir çocuğun attığı çakıl taşıyla yıkılmıştır. Nice iktidarlar bir annenin bedduasıyla sarsılmış, yıkılmıştır. 23 Mart ruhuna yenileceksiniz.

“Terörsüz ve demokratik bir Türkiye komisyonu kurulmalıdır”
Bize saldıranlar, dün komisyon teklifi açıklıyorlar. Bir kişinin dediği gibi olmayacak, bir siyasi lider koskoca gazi Meclis’e istikamet dayatmayacak! Terörsüz ve demokratik bir Türkiye komisyonu kurulmalıdır. Antidemokratik uygulamalardan dönülmelidir! Bugün seçimle geldim seçile gitmem diyorsunuz. Sandıkla geldiniz sandıkla gideceksiniz.

İmamoğlu ve arkadaşlarımız tutuksuz yargılanmalı; Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, Ümit Özdağ, üç genel başkan bir an önce serbest bırakılmalı! Can Atalay, Tayfun Kahraman, Buğra Gökce ve tüm arkadaşlarımız tüm arkadaşlarımız serbest bırakılmalıdır! Yoksulluğa değil adalete uyanmak isteyen milyonların umuduna yenileceksiniz. Türkiye’nin geleceği için eylem yaparak geliyoruz. Artık birleştik Türkiye ittifakıyla birlikte yürüyoruz. Tarihin akışı önünde barajlar duramaz, illa ki iktidar illa ki iktidar! Diyorlar ki duracak mısınız? Asla durmaycağız, Ekrem Başkan ve siyasi tutsaklar çıkana kadar durmaycağız.”

Başa dön tuşu
phfun club casino