Kurban, Allah’a Feda Etme Bilincini Yeşertmektir

İslam inancında “kurban” adıyla her sene kutlanan bir bayram vardır. Bu günlerde maddi durumu müsait olan Müslümanlar, belli şartları taşıyan hayvanları kurban ederler ve etlerini fakir ve muhtaç kimselerle paylaşırlar. Halk dilinde “et bayramı” şeklinde algılanan bu bayram, fakir ve yoksulların gönüllerine dokunmakla birlikte Allah’a bağlılığı teşvik eden bir mesaj içerir.

Bütün peygamberler sadece Allah’a ibadet etmek, O’na ortak koşmamak ve O’ndan başkasını rab edinmemek esasına dayalı tevhid inancı etrafında insanları bir araya getirmeye çalışmışlar. Güneş, ay, ateş ve putlara tapan, hatta insanları ilah edinmiş topluluklar olmuştur. İnsanı değersizleştiren bu inançlara karşı, fıtrata uygun gerçek inancı temsil eden tevhid inancı bütün semavi dinlerin temelini oluşturmaktadır.

Bu kapsamda Kur’an, İbrahim (as) peygamberin tevhid arayışını ve bu uğurda verdiği mücadeleyi anlatır. Karşılaştığı zorluklar ve engellere rağmen, babasını da karşısına alarak tevhid inancından geri adım atmamıştır. En çetin imtihanı ise Allah’ın emri gereği oğlu İsmail’in (as) kurban edilmesinin istenmesi olmuştur. Allah’ı mı tercih edecekti yoksa canı gibi sevdiği oğlunu mu?

Kur’an şöyle buyurur;

“İbrahim: “Rabbim! Bana iyilerden olacak bir evlât ver!” dedi.

Bunun üzerine kendisine akıllı ve iyi huylu bir erkek çocuğu olacağını müjdeledik.

Çocuk, babasıyla beraber iş güç tutacak yaşa gelince babası ona, “Yavrucuğum” dedi, “Rüyamda seni kurban ettiğimi gördüm; düşün bakalım sen bu işe ne diyeceksin?” Oğlu dedi ki: “Babacığım! Sana buyurulanı yap; inşallah beni sabredenlerden biri olarak bulacaksın.”

Her ikisi de ilahi buyruğa teslim olunca ve babası onu yüzüstü yatırınca, “Ey İbrâhim!” diye ona seslendik;

“Tamam, rüyanı gerçekleştirmiş oldun.” İşte iyileri biz böyle ödüllendiririz.

Bu, kesinlikle apaçık bir imtihandı.

Biz, oğlunun canına bedel olarak ona iri bir kurbanlık verdik.(Sâffât, 37/100-107)

Ayette anlatılan bu hadise, Müslümanlar tarafından kutlanan kurban bayramı sünnetinin temelini oluşturur. İsmail’in (as) canını kurtarmak için gönderilen kurbanlık, baba oğul arasındaki samimi sevginin ve Allah’a olan bağlılıklarının bayramı olmuş, insanlara güzel örnek olsun diye de her yıl tekrar edilmektedir.

İbrahim (as) peygamber, Allah’ın tek ilah ve mabud olduğu ve O’nun bütün emir ve yasaklarının insanlığın huzur ve mutluluğuna yaradığı inancını o kadar içten ve samimiyetle benimsemiş ki oğlunu kurban etme yönündeki Allah’ın talimatı bile onun inancında bir zafiyet oluşturmadığı gibi ateşte yakma tehditleri de insanları sömüren Nemrut’un karşında cesaretle durmaktan onu vazgeçiremedi.

Bu da gösteriyor ki imanın tadını alan, imanının önüne hiçbir şeyi koymaz. Çünkü mümin, inandığı Allah’ın, çok değer verdiği kullarına asla kötülük yapmayacağını bilir. Bu sebepledir ki İbrahim (as) peygamber, ucunda ateşte yanmak da olsa Allah’ın yolundan ayrılmamış, çok sevdiği oğlunu kurban etmekten de geri durmamıştır.

Babaya, oğlunu kurban etmesi emrediliyor. Baba, oğluna havale ediyor. Oğlu da, Allah istediyse gereğini yap baba, diyerek büyük bir teslimiyet gösteriyor.

Sonuçta, ateş İbrahim’i (as) yakmadı, bıçak İsmail’i (as) kesmedi.

İbrahim (as) ve İsmail’in (as) Allah’a olan bu bağlılıkları, sonraki nesillere örnek olsun ve tevhid inancının ne büyük bir değer olduğu anlaşılsın diye Kur’an’da bu kıssaya yer verilmiştir.

Kurban bayramında, koçlar kurban edilirken, İbrahim (as) ve oğlu İsmail’in (as) Allah’a teslimiyetleri hatırlanarak Allah’a olan bağımız sorgulanmalıdır. Allah için yanmayı ve Allah istedi diye canının bir parçası olan oğlunu kurban etmeyi göze alan İbrahim’in (as) imanı ile, ezan okunduğunda beş dakikasını Allah için kurban edemeyip namaza duramayanın imanı bir olabilir mi?

Zekât ve sadaka gibi mali ibadetlerde, malından az bir kısmını fakir ve muhtaçlara kurban edemeyenler, canını ve yavrusunu Allah için feda etmekten çekinmeyen İbrahim’i (as) anlayamamışlardır. İbrahim’i (as) dost edinen Allah’ın, lütfu ve bereketinin büyük olduğunu, iyilik yapana kat kat fazlasıyla karşılık vereceğini bilir ve buna inanır.

Kurban; Allah’ı, dünya ve dünyadaki her şeyden üstün tutmanın sembolüdür. Allah’a kul olma yolunda canını feda eden İbrahim’i (as) ve oğlu İsmail’i (as) hatırlayarak, hurafelerden uzak, Allah ile gönülden bağ kurma esasına dayalı tevhid inancı etrafında sağlamca durmamıza fırsat olmasını niyaz ediyorum, başta Gazzeli kardeşlerimiz olmak üzere bütün Müslümanların bayramının mübarek olmasını diliyorum. (Diyanet Haber)

Başa dön tuşu
jili games demo