Kendi Yolculuğunun Kaptanı Ol

Milyonlarca adayın ter döktüğü Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) sonuçlarının açıklanmasının ardından, üniversite hayallerine giden yolda heyecanlı tercih süreci 30 Temmuz’da başlıyor. Uzun ve yorucu bir hazırlık sürecinin ardından sonuçlarını öğrenen gençler için tercih dönemi, gelecekteki kariyerlerini ve yaşamlarını belirleyecek önemli bir dönüm noktası olarak öne çıkıyor. Bu sürecin rakamların ötesinde olduğun un altını çizen Eğitim koçu Sezer Kamir, “Doğru yapılan bir tercih, öğrencinin hem üniversite yaşamını hem de sonrasındaki kariyer yolculuğunu doğrudan etkiliyor” dedi.

Milyonlarca gencin üniversite hayallerine ulaşmak için geleceklerini şekillendirecek kritik bir dönemeç başlıyor. Haziran ayında yapılan Temel Yeterlilik Testi (TYT) ve Alan Yeterlilik Testleri (AYT) sınavlarının ardından sonuçlarını öğrenen adaylar, şimdi tercih listelerini oluşturmak için kolları sıvadı. Bu süreç, sadece öğrencileri değil, aileleri de yakından ilgilendiren, yoğun bir araştırma ve karar verme dönemi anlamına geliyor.

Uzmanlar ise bu dönemde aceleci davranılmaması gerektiğini ve öğrencilerin uzmanlarla ve aileleriyle fikir paylaşımı içerişinde süreci yönetmesi konusunda uyarıyor.

“Tercih, Rakamların Ötesinde Çok Boyutlu Bir Süreç”

Bu dönemin bir yön bulma süreci olduğuna dikkat çeken Eğitim Koçu Sezer Kamir, “Her öğrencinin, kendi yolculuğunun kaptanı olabilmesi için ona doğru sorular sorulması gerekiyor. Onun da kendi cevaplarını bulması sağlanmalı ve yalnız olmadığı hissettirmelidir. ‘Bu tercih sana ne söylüyor?’, ‘Bu bölüm seni nasıl biri yapar?’, ‘Bu şehirde okumak seni nasıl etkiler?’ gibi sorular sorulması gerekiyor. Çünkü tercih zamanında rakamlardan çok içsel bir karar verme süreci rol oynuyor.

Yanlış tercihler sonucunda öğrenciler yalnızca akademik uyumsuzluk yaşamıyor bu durum aynı zamanda motivasyon kaybı, özgüven sarsılması ve hatta depresyon gibi ciddi psikolojik sorunlara zemin hazırlıyor. Günümüzde üniversiteyi bırakma oranları ve yeniden sınava girme isteği ciddi şekilde artmış durumda seyrediyor. Bunun temel nedenlerinden birini de öğrencilerin kendi benlikleriyle örtüşmeyen tercihler yapması oluşturuyor. Bu noktada profesyonel destek, öğrencinin hem k endini tanımasına hem de tercihlerini daha rasyonel ve sağlıklı yapmasına yardımcı oluyor” dedi.

“Hangi Bölüme Gideceğim”

Öğrenciler, tercih sürecinde yalnızca “Hangi bölüme gideceğim?” sorusuna odaklanmaması gerektiğini vurgulayan Kamir, sözlerine şöyle devam etti: “Bu sorunun yerine, kendilerine “Ben kimim, nasıl bir hayat istiyorum, hangi ortamda gelişirim ve nasıl bir geleceğe hazırlanıyorum?” gibi temel sorulara da odaklanması gerekiyor

Üniversite, basit bir akademik kurum olmanın çok ötesinde, bireyin kişiliğinin, değerlerinin ve yaşam alışkanlıklarının şekillendiği bütünsel bir ekosistemdir. Bu nedenle, tercih yaparken sadece başarı sırasına takılıp kalmamak; üniversitenin sunduğu sosyal ve akademik ortama, canlı kampüs yaşamına, uluslararası bağlantılarına ve mezuniyet sonrası güçlü iş ağına da dikkatle bakmak büyük önem taşıyor.”

Pişman Olmam ak İçin Kendini Tanı

Tercih zamanının akademik ölçütlerin yanı sıra kişisel farkındalığın, duygusal olgunluğun ve yaşam stratejisinin bir araya gelerek şekillendiği çok boyutlu bir süreç olduğunu belirten Kamir,” Öğrencilerin çoğu, sınav biter bitmez sadece puan ve başarı sıralamalarına odaklanıyor. Oysa bu rakamların ötesinde, kişinin neyi neden istediği, o bölümü neden tercih ettiği ve bu tercihin uzun vadede hayatına nasıl etki edeceği gibi sorulara cevap bulmadan yapılan seçimler, maalesef çoğu zaman kısa sürede pişmanlıkla sonuçlanabiliyor” diyerek sözlerini tamamladı.

Başa dön tuşu
Haber Yeni Yüzyıl