FENDI’den 100. Yılına Özel Parfüm Koleksiyonu

FENDI, geçen yıl tanıttığı ilk parfüm koleksiyonunun ardından bu yıl yeni bir koku koleksiyonuyla karşımızda. 1925’te Adele Casagrande Fendi ve Edoardo Fendi tarafından Roma’da kurulan markanın 100. yılı kapsamında, sunulan Eaux d’Artifice koleksiyonu FENDI’nin tarihsel kökenlerini ve aile değerlerini olfaktif bir anlatıyla yeniden ele alıyor.

Koleksiyon, markanın geçmişiyle kurduğu bağ kadar bireysel hafızalara ve duygusal anlatılara da yer veriyor. Her bir parfüm, FENDI ailesinden bir figüre atıfta bulunuyor; bu kişisel ilhamlar aracılığıyla Roma’nın sembolik kokuları ve anıları bir araya getiriliyor.

Duyuları Uyandıran Şehir Roma
Roma şehri, koleksiyonun hem fiziksel hem de duygusal zeminini oluşturuyor. Çam ağaçları, taşlar, bahçeler, atölyeler ve çeşmelerden yayılan kokular, her parfümde kendine yer buluyor. FENDI için Roma yalnızca bir şehir değil; aynı zamanda markanın değerlerinin ve estetik vizyonunun taşıyıcısı.

Aile Hikâyelerinden İlham Alan Kompozisyonlar
Koleksiyondaki her parfüm, FENDI ailesinin bireylerinden ilhamla geliştirildi. Her koku, kişisel anılar ve bireysel özellikler temel alınarak oluşturulan olfaktif kompozisyonlarla tanımlanıyor. Parfümler, aile üyelerinin karakteristik yönlerini ve deneyimlerini koku aracılığıyla aktarmayı amaçlıyor. Kurucu matriark Adele Casagrande Fendi, Silvia Venturini Fendi, kızları Leonetta ve Delfina Delettrez Fendi ile Delfina’nın çocukları Tazio ve Dardo; her biri farklı bir parfümün anlatısında yer alıyor. Koleksiyon, bu kişisel hikâyeler üzerinden FENDI’nin geçmişine ve bugünkü duruşuna dair çok katmanlı bir okuma sunuyor. Her parfüm, markanın aile yapısını merkeze alan anlatısının bir parçası olarak konumlanıyor.

“Parfüm koleksiyonu, FENDI’yi başka bir açıdan anlatıyor. Maison’un özünü farklı bir şekilde ifade ediyor, hikayesini farklı bir dille anlatıyor. Bugün, FENDI’de tüm duyuları keşfettiğimizi ve kullandığımızı rahatlıkla söyleyebiliriz.’’ – Silvia Venturini Fendi.


Prima inter pares, Adele Casagrande Fendi, matriarka, adı FENDI’nin kaderini ve başarısını simgeliyor, bu Casa Grande de büyük Maison’u simgeliyor. Anna Fendi, kızı ve efsanevi Fendi kız kardeşlerinden biri, Dolce Bacio parfümüyle, bir annenin öpücüğünün hatırasını yansıtıyor. Üçüncü nesil bir Fendi ailesi üyesi olan Silvia Venturini Fendi, ikonik Baguette ve Peekaboo çantalarının yaratıcısı. Perché No parfümü ise FENDI’de hiçbir şeyin imkansız olmadığına inandığı bir ifadeyi kendi haline getirdiği bir parfüm.

İki kızı Leonetta Luciano Fendi ve Delfina Delettrez Fendi, dördüncü nesil, sırasıyla, Ciao Amore, doğallığı ve samimiyetiyle spontane bir selamlaşma, ve Sempre Mio, mirasın yaşayan köklerini simgeleyen parfümleriyle.
Delfina’nın genç ikizleri, Tazio ve Dardo Vascellari Delettrez Fendi, La Baguette parfümüyle, zarif sadeliğin imza çantayla buluştuğu bir parfüm sunuyor.


FENDI, 100. yılını kutlarken, geleneklerine olan bağlılığını ve modern vizyonunu yeni bir parfümle pekiştiriyor. Eaux d’Artifice, Roma’nın hipnotik güzelliğinden ilham alarak geçmişi, bugünü ve yarını hatırlatıyor. Parfüm, Fransızca’da havai fişekler feux d’artifice olarak adlandırıldığı gibi, isminin içind de tüm kutlama ruhunu barındırıyor.

Eaux d’Artifice – Delfina Delettrez Fendi
Parfümcü: Jérôme di Marino

Roma’nın 2000 adet çeşmesiyle şekillenen ruhunu ve kentsel manzarasını yansıtan, Delfina Delettrez Fendi’nin en ünlüsünü, Trevi Çeşmesi’ni geceleyin izlerken ilham aldığı bir parfüm. Bir amfi tiyatroda sürekli devam eden bir su dansı ile suyun mermer bir arka planda dökülmesini gösteren mistik bir atmosfer. Yoğun ve derin. Mineral ve suyu andıran olfaktif bir akor, cazibeli ve misk kokulu, ardında ardıç ağaçlarının aromatik tazeliğiyle güçlendirilmiş. Parfüm, aynı zamanda ziyaretçilerin dilek tutarken Trevi Çeşmesi’ne attığı şanslı paraların metalik akorlarını yakalıyor. Bu, Delfina’nın tasarladığı Yüksek Takı parçalarına bir kuyumcuya ait bir övgü; ciltte bir kolye gibi. Sonsuzluk için bir dilek tutun.

“Parfüm, tıpkı mücevher gibi, sessiz bir aksesuardır; kim olduğumuz hakkında ya da kim olmak istediğimiz hakkında mesajlar gönderir.” – Delfina Delettrez Fendi.

FENDI’nin ilk parfüm koleksiyonunun lansmanından bir yıl sonra, Eaux d’Artifice, olfaktif paletin en ikonik yaratımları ve büyük başarıları olan Perché No ve La Baguette ile birleşiyor.


Perché No – Silvia Venturini Fendi
Parfümör: Quentin Bisch

Bu, sadece bir parfüm değil: bir ruh hali vadediyor.. Silvia Venturini Fendi’nin ruh hali. “Neden olmasın”, hayat boyu kullandığı bir mantra gibi. Sadelik, onun manifestosu; Roma’nın taş işçiliği kadar mineral bir parfüm. Aynı anda taze ve gerçek, I Casali del Pino’daki, Fendi ailesinin hafta sonları toplandığı Roma kır evinin bahçesinde güneşte kuruyan beyaz bir çarşaf gibi. Kendini sarmak için bir çarşaf, çocukluk anısı gibi. Rahatlatıcı, uyumlu. Bu tazeliğin içinde: Brezilya’dan gelen pembe biberin hafif tütsülenmiş bir baharat dokunuşu. Şeffaf, varlıkların sıcaklığından doğmuş. Sandal ağacı, balsamik ve incelikli, hatırayı çerçeveliyor: “asla” demez, “her zaman” demez, “neden olmasın?” der.

“Güneşte kuruyan beyaz bir çarşaf, aynı anda çok basit, çok güzel ve çok çağrıştırıcıdır.” – Silvia Venturini Fendi


La Baguette – ikizler Tazio ve Dardo Vascellari Delettrez Fendi
Parfümör: Anne Flipo

Bu parfüm, buğday kadar sarı, Roma üzerinde yükselen yaz güneşi gibi, çocukluğun masumiyeti gibi, Delfina Delettrez Fendi’nin ikizleri Tazio ve Dardo’nun çocukluğuna benzer. Tıpkı atıştırmalıkları gibi tatlı: tereyağı ve şekerle yapılan bir dilim ekmek. Tüm bir günü kapsayan bir sabahın kokusu gibi, tembel bir Pazar günü aile toplantısının kokusu. Bir sohbetin zenginliği ve sessizliklerinin yumuşaklığı, paylaşmanın sıcaklığı ve doğal olarak akan bir aşkın şehvetiyle dolu. FENDI’de Baguette bir çanta olduğu gibi, aynı zamanda bir simge, bir sembol, bir kutlama, geleceğe açılan bir kapı, nesiller arasındaki bir bağ… Ve bugün, bir parfüm olan La Baguette, bunların hepsini birden yansıtıyor. Fransa’dan gelen çiçeksi, tozlu iris, onu büyük bir masa kadar sofistike yapıyor. Ardındaki Madagaskar vanilyası: bağımlılık yapan bir tatlının şımartıcılığı, paylaşılacak bir zevk. Ve bunları birleştiren: duyusal, kadifemsi bir deri notası. 

“Baguette çantasını tasarladığımda hamileydim: bu, zamansız bir parça ve her zaman yeni bir nesille ilişkilendirilecek.” – Silvia Venturini Fendi.

Koleksiyon şu anda yalnızca seçili FENDI mağazalarında ve fendi.com’da satışta.

Başa dön tuşu
Haber Yeni Yüzyıl