Emek yerine zehirle müdahale! Pestisitin sebebi iş gücü açığı mı?
Tarım ürünlerinde kullanılan pestisite karşı sivil toplum kampanyaları hız kazanırken, kamuoyunda pestisitle ilgili farkındalık artıyor. Zehirsiz Sofralar Platformu 100’den fazla sivil toplum örgütünün katılımıyla bir kampanya düzenliyor. 2019’dan bu yana düzenlenen kampanyalarda sofraların 37 zehirden kurtulduğu ve böylece yasaklanan pestisit aktif madde sayısının 223 olduğu belirtilirken, platformdan yapılan açıklamada “Zehirsiz sofralar için diğer pestisitlerin de yasaklanması, denetimlerin artırılması ve zehirsiz tarım yöntemlerinin desteklenmesi gerekiyor” deniliyor. Haber Global Web Özel’e değerlendirmelerde bulunan uzmanlar, bazı pestisit ilaçları yasaklansa da yasal kullanımla ilgili denetim sorunları olduğunu söyledi.
DENETİM SORUNU VAR
Ziraat Mühendisi ve Bozok Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı Ayfer Ulusoy tarımda pestisit kullanımının çok farklı bir boyutuna değindi. Tarımdaki iş gücü açığına vurgu yapan Ulusoy şunları söyledi: “Kırsal boşaldı. İnsanlar tarımla kazanamadığı için şehirlere göç ettiler. Çiftçi yaş ortalaması 59 oldu. Sonraki nesiller artık toprakları ekmeyecekler. İş gücü yok olunca insanlar çareyi pestisitte buluyor. Tarlada yabani otların yolunması gerekiyor, çapa yapılması gerekiyor. İşçi maliyetleri yüksek olduğu için onun yerine gidip zirai koruma ilacı alıyorlar. ‘Bu ilaçtan iki kapak dökeceksin’ deniyor. Ama ilacı alan bidonu boca ediyor. Bakıyor tarlası tertemiz olmuş. Ama ilacın sağlığı tehdit ettiğinin, zehirli sofraya oturacağının farkında değil.”
ÇALIŞAN PROFİLİ DEĞİŞTİ
Tarım çalışanlarının profilinin de değiştiğini vurgulayan Ulusoy, “Bir mülteci sorunumuz var. AB projelerinde deniliyor ki ‘şu kadar mülteci çalıştırırsanız, 5 yıl da işten çıkarmazsanız şu kadar teşvik alırsınız.’ Mültecilerin tarım yapılan kırsala yerleşmesi sağlanmaya çalışılıyor. Bu kendi gıdamızı kendimizin üretmeyeceği anlamına geliyor” dedi.
İŞTE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
Türkiye’de tarımın azalan alanlar ve çiftçi sayısı nedeniyle ciddi baskı altında olduğunu belirten Ulusoy “Bu durum pestisitlere olan bağımlılığı artırmaktadır. Ancak uzun vadede bu yaklaşım, çevresel kirlilik, biyolojik çeşitlilik kaybı ve ihracatta kalıntı sorunları yaratmaktadır” dedi. Ulusoy önerilerini de şöyle sıraladı:
1. Entegre Zararlı Yönetimi (IPM) uygulamalarının yaygınlaştırılması,
2. Biyoteknik mücadele yöntemlerinin (feromon tuzakları, faydalı böcek salımı vb.) desteklenmesi,
3. Organik ve iyi tarım uygulamaları için teşviklerin artırılması,
4. Çiftçilere eğitim ve kooperatifler aracılığıyla doğru uygulama desteği verilmesi,
5. Pestisit kullanımında ulusal izlenebilirlik ve denetim mekanizmasının güçlendirilmesi.
REÇETE SİSTEMİ VAR
Muratpaşa Ziraat Odası Başkanı Nazif Al çiftçinin zamanla bilinçlendiğini belirterek, pestisit kullanımıyla ilgili farkındalığın son 15 yılda arttığını söyledi. Al, “Tarımda kullanılan ilaçlarda reçete sistemi var. Hangi ilaç kullanıldıysa karne sistemiyle kayda giriyor. Burada önemli olan ilaçtan sonra bekleme süresi. Kimi üründe 7 gün yazar, kimi üründe 14, kiminde 21 gün. Burada sorun bekleme sürelerine uymamaktan kaynaklanabiliyor. Son zamanlarda çiftçiler bilinçlendi. Tarımda bu anlamda gerçekten iyi bir yol kat edildi. Pestisit kalıtımında İspanya, Mısır, Tunus gibi ülkelerde 1,70’e çıkan oranlar var. Bizim ürünlerimizde 0,80 kalıtım oranları var” dedi.
[email protected]
Kaynak: Web Özel