Anneler İçin Rehber; Haydi Bebekler Sofraya – Düşünce

İnsanın dünyaya gelmesi oldukça meşakkatli bir sürece sahiptir. Ortalama dokuz aylık bir periyot anne karnında aylık döngülerle kontroller yapılarak bebeğin gelişimi takip edilir ve bazı testler de yapılarak daha doğmadan sağlık sorunları var mı diye de bakılır. Bebeğin kalp atışı, organları ve bu organların gelişimi takip edilerek olası problemler not edilir. Doğum süreci planlanır ve doğum türüne göre anneye olası durumlarla ilgili bilgiler sunulur.
Bebeğin dünyaya gelmeden önceki hazırlıklar, bebek dünyaya geldikten sonrası için de planlanmak zorundadır. İlk nefesini alarak dünyaya gelmiş bir bebek, öncelikle annesinin merhametine ihtiyaç duyar. Sonrasında merhamet olarak doymasının yanında beslenme sürecinin de bu merhametle doğru orantılı bir çizgide ilerlemesi gerekmektedir. Normal doğum yapanlarda beslenme aşaması biraz daha kolay olurken, sezaryen dediğimiz doğum süreci sonrası annenin sütünün gecikmesine mukabil beslenme süreci çeşitli zorluklar içinde gerçekleşir.
Anneler bebekleri dünyaya gelmeden önce yapmış olduğu hazırlıklar ile dünyaya geldikten sonraki süreci tam olarak yüreklerinde oturtmaya çalışırken, çevre baskısıyla oldukça kafa karışıklığı içinde kalırlar. Bebekleri dünyaya gelmeden önce okumuş oldukları eserlerden edindikleri bilgiler rafa kalkarken, evde yer alan tecrübeli büyüklerin sözlerini yapar halde bulurlar kendilerini. Bu bilgiler kimi zaman doğru olurken, kimi zaman ise “öyle hatırlıyordum, öyle yapmıştık sanki…” gibi belirli belirsiz bir pişmanlığa yol açar. Bu ikilemlerin arasında kalan anneler için hem bebeklerini ilk besleme süreci hem de altı aylık olduklarında başlayacakları ek besin süreçleriyle ilgili tıbbi ve geleneksel birikimi harmanlayan “Haydi Bebekler Sofraya” isimli eser anneler için kaleme alınmıştır. Uzman Doktor Nil Sarıçiçek ile Sağlıklı Yaşam Danışmanı Goncafem Başçelik Tokgöz annelerin kaldıkları ikilemleri hem tıbbi bir pencereden hem de evde uygulanabilir reçetelerle annelerin odaklanması gereken hususları güzel bir dille dikkate sunmaktadırlar.
Önce Fetüs ve Anne
Destek Yayınlarının “Destek Sağlık” kategorisi altındaki eser, anneye yeni doğacak mucizesine tanıklık ederken bu kitabın neden kendisi için bir rehber olacağı bilgisini içeren bir mektupla başlamaktadır. Böylelikle anne adayına önce içinde bulunduğu durum aktarılır ve arkasından Doktor Sarıçiçek’in muayenehanesinde karşılaştığı tıbbi tecrübeler ile bir ebeveyn olarak neyi öncelemesi gerektiği nazara verilmeye çalışılmaktadır.
Bebeğin dünyaya gelmeden önce ve sonrasıyla 1000 günlük bir sürecin çok önemli olduğunun belirtildiği eserde, bu zaman dilimini gebelikteki beslenme düzeniyle annenin desteklemesi gerektiği ve öncesiyle birlikte sonrasının bir bütün olduğu gerçeğinin akıldan çıkmaması gerektiği vurgulanmaktadır. Bu süreçte en önemli parçanın anne sütü olduğu gerçeğinin üzerinde durularak, ek besin öncesi bebeğin ihtiyacına göre sürekli yenilenen bir anne sütünün önemi ayrıntılarıyla annelere aktarılmaya çalışılmaktadır. Anne sütünün nasıl artacağı, annenin beslenmesinin nasıl olması gerektiği ve bunlarla ilgili reçeteler eserin üçüncü bölümünde detaylı bir şekilde kaleme alınmaktadır.
Ek Besin ve Süreçleri
Ek besine geçişte ailenin öneminin büyük olduğundan hareketle, bebeklerin sofrada bütün bireylerle yeme düzenine alışması gerektiği ve ebeveynlerinin yüz hareketlerine göre bebeğin önüne konulan besinleri tecrübe edeceği ifade edilmektedir. Bebeklerin ek besin süreçlerinde öne çıkan üç tür yöntemin olduğu annelere hatırlatılmaktadır: “Kaşıkla besleme (PLW), kendi kendini besleme (BLW), bebek liderliğinde katı besinlere geçiş (BLISS).” Kaşıkla beslemenin püre haline getirilen besinlerle yapıldığı, kendi kendine beslenmenin ise biraz daha bebeğin besini alabileceği ve yiyebileceği katılıkta kendi kendine beslenme sürecini oluşturacağı bir düzen ortaya konulmaktadır. Bebek yiyeceğe dokunur, ezer, tat süreçlerini arzusuna göre gerçekleştirir ve açlık-tokluk hissiyatını kendi keşfeder. BLISS olarak aktarılan bebek liderliğinde katı besinlere geçiş süreci de üstteki iki yöntemin birleşmiş durumudur. Hem keşfetme süreci hem de annesinin beslenmesine eklediği bazı yiyecekler ile daha kontrollü bir beslenme düzeni oluşturulmaktadır.
Ek besine geçişte mutfak önemli bir detaydır. Zira sağlıklı bir mutfak olmazsa sağlıklı besinler de bebekle buluşamaz. O yüzden bebek beslenmesiyle ilgili a’dan z’ye bütün gereçler ayrıntılı bir şekilde annelerle paylaşılarak, iyi bir mutfak oluşturulması hedeflenir. Ek besin verilecek tabaktan, cam rendeye, plastik tercihindeki hassasiyetlerden mama kaşıklarının niteliğine kadar bütün aşamalar detaylıca başlıklar halinde aktarılmaktadır. Yine temizlik ürünlerinde dikkat edilmesi gereken maddeler, koruyucu paraben tarzı maddeler içermemesi ve ftalat dediğimiz koku verici maddelerden uzak olunması, ek olarak artık sağlıkla ilgilenen hemen herkesin bildiği SLS, SLES içermeyen ürünlerin tercihinin önemi, ayrıca sentetik boya, amonyak ve triklosan dediğimiz kimyasalın kullanılmadığı bir mutfak oluşturulması ebeveynlere öğütlenmektedir.
Alerji ve Olası Hastalıklar
Bebeğin ek besine geçme sürecinde en riskli durum alerji yapma potansiyeli yüksek besinlerle karşılaşmasıdır. Özellikle bal, inek sütü, yumurta, yer fıstığı ve antep fıstığı gibi yiyecekler oldukça fazla alerji yapma potansiyeli taşıyan besinlerdir. Bu besinleri geciktirmek, ya da olası riskleri için çok az miktarda vererek kontrollü yeme düzeni sağlamak gerekmektedir. Yazarlarımızın belirttiği üzere günümüzde yapılan çalışmalar alerjen besinlerle ne kadar erken tanışılırsa bağışıklık sistemi de o kadar erken tepki vererek vücudun savunma mekanizmasını düzenlemektedir.
Olası hassasiyetlerle alerji durumunun kontrol altına alınamamasını çeşitli faktörlere bağlayan eser, bunları beş kategoride değerlendirmektedir: “1- Genetik Faktörler 2- Çevresel Faktörler 3-Bağışıklık Sistemi Faktörleri 4-Tanıtımın Zamanlaması ve Yöntemleri 5-Epitel Bariyer Zayıflığı” Her faktör kendi içinde değerlendirilmiş olup, bebeğinizin alerjiyle karşılaşma sürecini anne olarak kavrayabilmeniz mümkün olacaktır.
Beslenme Reçeteleri
Eserimiz genel bir çerçeve çizerek anne ve anne adaylarına beslenme, bağırsak ve bağışıklık süreçleriyle ilgili bilgiler sunduktan sonra beslenme reçeteleri oluşturmaktadır. Beslenme reçetelerini her yönteme göre ayrı şekilde sunan eser, aynı zamanda fazla kullanılan besinlerin niteliklerine değinmeyi de ihmal etmemektedir.
Beslenme menüleri yanında ekmek yapımı ile ilgili de detaylı bilgi vererek, glutensiz ekşi maya ile ekmek yapım süreci de detaylı bir şekilde aktarılmaktadır.
Son Olarak
Eser bir anne veya anne adayının her gün sosyal medyanın öncülüğünde uğradığı bilgi bombardımanını analiz etme ve neyi uygulayacağını kavrama hususunda bir rehber niteliği taşımaktadır. Alanında uzman ve yetkin iki yazarın aktardığı bilgi ve tecrübeler ile bebeğine yeten bir anne olmanın taşlarını bu eserle döşeyebilmek mümkündür.
Sade dili, her kesimden okura hitap eden anlatımı, çeşitli örneklemeleri ile annelerin en sık başvurduğu kaynak olabilecek bir eser, Haydi Bebekler Sofraya. En önemli hususları dile getirmesi, öncelikleri konumlandırması ve detaylı besin analizleri ile annelerin hangi konulara yoğunlaşması gerektiğini göstermesi açısından da her zaman önemli bir yer tutacaktır.
Haydi Bebekler Sofraya
Uzm. Dr. Nil Sarıçiçek ve Goncafem Başçelik Tokgöz
Destek Yayınları
295 Sayfa
Yazar: Mustafa ATALAY –
Yayın Tarihi: 16.07.2025 09:00 –
Güncelleme Tarihi: 01.07.2025 10:21