Ali Celep, Sezai Karakoç’un ‘Kapamak İçin Gözlerini’ Adlı Şiiri Üzerine Yazdı…

Ali Celep
Sezai Karakoç’un ‘Kapamak İçin Gözlerini’ Adlı Şiiri Üzerine
Ölen bir adamın gözlerini kapamak, yüzünü örtmek için, muhayyilede, gerçek üstü çareler arayan bir şiir.
Bulduğu çarelere bakıyorum: ‘horoz tüyü’ ‘incir yaprakları’ ‘küçük çocuklar’
Gördüğüm başka bir şey, ilk dönem şiirlerinin bazı kurucu sözcükleri burada da görevde: kadın, çocuk, ölüm
Ölüm temine eğilmiş bu kez şiir, ölen bir adamın özelleştirilmiş görüntüsünü esas almış fakat bu özelleştirme formunun göndergeleri belirsiz gibi duruyor.
Bu belirsizliği açıklama, aşma sadedinde, sözgelimi ikinci kesimin ilk iki dizesinde geçen ‘dilimizi bilmeyen kül içinden çıkmış yere alışmamış küçük çocuklar’ eliyle ölen adamın gözlerini kapamak, yüzünü örtmek, ölümün soğuk yüzünü çocuklar eliyle doğallaştırma arzusu olarak yorumlanabilir.
Hastalara kurumuş karpuz armağan eden soy kadınlar dizesi, üzerinde yaşadığımız toprakların geçmişine ait kültürel izleri güncellemesi, yeniden hatırlatması bakımından canlı bir tasvir olmuş.
Kurumuş karpuz kabuğunun iyileştirici özü ile horoz tüyü ve incir yaprakları karşılıklı bir kontrast oluşturmuş.
Kurumuş karpuz şairin imgeleminde yaşamın iyileştirici özüne dönüştürülmüş.
İncir yaprakları ise şimdi başlayan öte dünya yolculuğunun ilk adımlarında yapılması gereken fiilleri temsil eden bir imaja evrilmiş.
Böylece bu dünya yaşamından öte dünyaya uzayan bir yolculukta insanımıza ait geçmiş kültür öğeleri şairin imgeleminden geçirilmiş, yaşanan hayat ve ölüm gerçeği olgusu soyutlanarak verilmek istenmiştir.
Ölen adamın gözlerinin kapatılması ve yüzünün örtülmesi için horoz tüyü ve incir yaprakları arayışı, belki şairin çocukluk devrinde veya gençlik yıllarında yaşadığı yerlerde gördüğü âdet ve geleneklere gönderme olabilir.
Sezai Karakoç’un şiir karakterini tanımlayan soyutlama ameliyesi dikkate alınırsa, bu göndermelerin onun yaşam döngüsü ve ölüm gerçeğine ilişkin dünya görüşünü açıklamada bir işlev yüklendiği söylenmelidir.
Ölenin gözlerinin kapatılması uygulamasını biliyorum ama yüzünün incir yaprağı ve horoz tüyü ile örtülmesi bize ait halk kültürü unsurlarından biri midir bilmiyorum.
Ne olursa olsun doğaya, çevreye ilişkin görüntüler ya da insanı kuşatan her şey şairin zihninde mütemadiyen soyutlanarak yeni bir biçim kazandığından ve şiire her girişlerinde muhtelif manalara büründüklerinden, nihai olarak şiirde olanı biteni bütün kuşatıcılığı ve derinliği içinde veremiyoruz.
Hele böyle anlamca biraz karanlık bir işleyişin hakim olduğu şiirlerde büsbütün bir kavrayışın olamayacağı açıktır.
Şu var ki ‘Kapamak İçin Gözlerini’ ölüm dolayımında geçmişe/geçmişimize ait bazı kültür öğelerinin değişim ve dönüşümden geçirilmiş haliyle şairin imgeleminde yeniden güncellendiği, bu yoldan yaşam döngüsünün öteki dünya gerçeğiyle yeniden döllendiği, (çocuklar ve Kur’an sözcüklerinden biri olan incir) bir şiir.
Ve bu arada Anadolu’nun soy kadınları eliyle kurutulmuş karpuz dolayımında törel hatırlatmalar yapmasıyla dikkate değer bir şiirdir.
‘Kurumuş kullanılmamış karpuzlar mı
Hastalara soy kadınların armağanı
Horoz tüyü nerde incir yaprakları
Örtmek için yüzünü ölen adamın’
Tekniğin ve formun, şiirin maddi varlığı olduğu kabul edilirse, ‘Kapamak İçin Gözlerini’nin dilimizin zengin doğasından yeterince faydalanmadığını söyleyelim.
Kısa bir şiir olmasına karşın, dilin sergilenişi bakımından, yüksek bir estetik yapı getirmediğini de belirtelim.
Oysa böyle kısa şiirlerin sıkıştırılmış, yoğunlaştırılmış görünümlere koşut olarak, bilhassa müziksel ifade planında, daha yükseltilmiş bir güncel dil performansı sergilemesi beklenir.
Bu performans için sadece dize sonlarındaki uyak dikkati yeterli olmasa gerek.
Gerçeküstü bağıntıları ve bu toprakların kültürel kodlarına göndermeleri açısından ise teknik kusurlarının aksine şiirin manevi dokusunun fena olmadığını söyleyebiliriz.
Buna karşın iki dörtlüğün son dizelerinden yansıyan tasvirin, modern insanın anlam dünyasını sadece söz dizimsel olarak değil manen sarsıcılığı dikkat çekici.
‘Kapamak için gözlerini
Örtmek için yüzünü ölen adamın’
Şimdilik bunları konuşmak istiyorum.