İrfan Değirmenci’den medya dili açıklaması: Barış olacaksa herkes dilini dikkatli seçmeli

İrfan Değirmenci, Sözcü TV’de İpek Özbey, Berna Laçin ve Serap Belovacıklı’nın sunduğu programa konuk oldu. Abdullah Öcalan’ın medya diline yönelik eleştirilerinin tartışıldığı yayında Değirmenci’ye bu konudaki görüşü soruldu. Öcalan’ın sözlerinin tedirgin edici bulunduğu ve sansür olarak değerlendirilebileceği yorumlarına karşılık Değirmenci, “Bu sözler beni tedirgin etmiyor, siz de tedirgin olmayın” dedi.

Değirmenci konuşmasına şu şekilde devam etti:

“Bu ülkede barış isteyenler yıllardır bedel ödedi ve ödemeye de devam ediyor. Kavga edenler barışacaksa, o zaman herkes dilini biraz daha dikkatli seçmeli. Barış, kavga edenler arasında olur. En iyi dostunuzla barışmaya gayret etmezsiniz, kavga ettiğiniz biriyle barışmaya çalışırsınız. Şimdi de aynı şeyleri yaparak farklı bir sonuç bekleyemeyiz. 90’lı yılların dilinden uzaklaşmamız lazım. Biz tedirgin hissediyoruz, haklısın İpek, hissetme diye söylüyorum. ‘Biz bedel ödedik’ diyoruz, RTÜK cezaları geliyor, işsizlikle karşı karşıyayız, yargılanıyoruz; zaten bunları kanıksadık. Bir taraftan da diyorlar ki, ‘Siz göz önündesiniz, hiç ismini bile bilmediğiniz Kürt gazeteciler hapiste, siz onlar için bir şey söylediniz mi?’Bir şey diyemem, haklı.”

“Pervin Buldan elini taşın altına koymuştur”
TBMM Başkanvekili de olan İmralı Heyeti üyesi Pervin Buldan’a Meclis’te “Siz ulak mısınız?” denildiğini hatırlatan Değirmenci konuşmasını şu ifadelerle sürdürdü:

“Şimdi Öcalan’ın söylediğini söylüyor Pervin Buldan. Meclis’te de ‘Siz ulak mısınız?’ dediler. Kimdir Pervin Buldan? 1994’te eşi Savaş Buldan Yeşilköy’de bir otelden kaçırılıyor, Düzce’de işkence edilip öldürülerek yol kenarına atılıyor. Pervin Buldan bu haberi aldığında hamile; ikinci çocuğunu eşinin öldüğü gün kucağına alıyor. Yıllar sonra Pervin Buldan, bugün bu ülkede çatışmanın sona ermesi, silahların bir daha konuşmaması için elini taşın altına koymuştur.”

“Varlığınızı savaş üzerinden tanımlamak çok adice bir yaşama biçimidir”
Değirmenci, açıklamasına İmralı Heyeti üyesi olan ve geçtiğimiz aylarda hayatını kaybeden Sırrı Süreyya Önder’in kızı Ceren Önder Kandemir’in, çözüm sürecine yönelik eleştirilere yanıt verdiği yazıdan alıntı yaparak devam etti:

“Barışın, dostlar arasında yapılan bir anlaşma olmadığını bilecek yaştasınız. Tarihte savaşarak hiçbir kazanım sağlanamadığını görebilecek kadar okullara gitmişsiniz. İçinizde doktorlar bile var. İnsan ölümü görmüş, aile acısına tanıklık etmiş olanlar… Siz ne istiyorsunuz? Bakın koca koca insanlar, varlığınızı savaş üzerinden tanımlamak çok adice bir yaşama biçimidir. Madem barış uğruna çalışmaya üşeniyorsunuz, korkuyorsunuz; bari canını barış uğruna ortaya koyanlara gölge etmeyin. Sizden inanın ki başka ihsan isteyen yok.”

“Barış için bir söz söyleyemeyeceksen, sus bari”
Konuşmasının başında da dile dikkat edilmesini belirten Değirmenci, konuya ilişkin son olarak şunları söyledi:

“Eğer barış için bir söz söyleyemeyeceksen, sus bari. Haftada bir izlediğin diziyi izle, konuşma. Bu işin acısı sıvalı boyasız evlerdeki annelerin yüreğine düşüyor. Türk ve Kürt anaların yüreğine düşüyor. Biz bu coğrafyada emperyalistlerin oyununa gelip ‘Sen bana bunu dedin’ diye bağırmaya devam ettikçe, okyanus ötesinde birileri ellerini sıvazlayıp ‘Biz bunlara silah satalım’ diyor. Bizim karnımız tok, biz o silahlarınızı da istemiyoruz. Biz bu coğrafyada huzur içinde yaşamak istiyoruz. Şu kadarcık barış umudu beni heyecanlandırıyor. Kullandığınız dil bizi tedirgin ediyor; bir kez daha düşünün, lütfen, gözden geçirin.”

Başa dön tuşu